19 Ocak 2014

Ön Okuma: SESSİZ İNTİKAM || Laura Landon || Çekiliş & Kitap Tanıtımı & Ön Okuma || ÖN OKUMA PARTİSİ



Herkese Merhaba!

bugünki kitabımız ise "SESSİZ İNTİKAM", açıkcası aralarından en merak ettiğim kitaplardan biri olur kendisi :) Yorum Durağım'ın kaldığı yerden SESSİZ İNTİKAM Ön Okumasının kaldığı yerden devam ediyoruz sevgili takipçiler :)


 ÖN OKUMA PARTİSİ ETKİNLİK TAKVİMİ

Sessiz İntikam – Laura Landon | 16 – 20 Ocak
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
Mabet – Sara Fine  | 17 – 21 Ocak
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım 
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller




Kitap Tanıtım 
Leydi Jessica Stanton altı gün içinde yirmi beş yaşına girip kendisini, İngiltere’nin en zengin kadınlarından biri hâline getirecek kadar yüklü bir mirasın sahibi olacaktı. Bu gerçekleştiğinde de üvey kardeşi Colin, özgürlüğüyle birlikte tüm her şeyine el koymak için Jessica’ya saldıracaktı. Tek bir çözüm vardı: kendisine Colin’in karşısında durabilecek kadar güçlü bir eş bulmak. Fakat onu koruyabilecek birisini bulabilse bile, hangi adam sırrını öğrendikten sonra onunla evlenirdi ki?
Northcote Kontu Simon Warland’ın iflasın eşiğine gelmiş olmasının yanı sıra, tüm Londra’da, müsrif babasının zamansız ölümünde bir parmağı olduğuna dair dedikodular da devam ediyordu. Artık onu her şeyini kaybetmekten koruyacak bir kadın bulmaya mecburdu. Fakat hangi kadın bir cinayet zanlısıyla evlenmek isterdi ki?
Tamamen mecburiyetten bir araya gelen Jessica ve Simon evliliklerinin anlaşmalı bir evlilik olduğu konusunda uzlaşırlar. Fakat Simon’un kendisiyle evlenmesinin ardında yatan gerçeği öğrendiğinde, Jessica’nın kalbini hiçbir yasal evrak koruyamayacaktır, çünkü Jessica tüm çabalarına rağmen kocasına âşık olmuştur. Oysa aşk, belki de ikisinin de en çok ihtiyaç duyduğu şey olmasına rağmen, ikisinin de istediği en son şeydir.

Şaşkınlıktan gözleri kocaman açılan uşaklar, ellerindeki titre­yen tepsilerin üstündeki bardakları dengede tutmaya çalışarak ol­dukları yerde kaldılar. Müzisyenler ellerindeki at kılından yapma yayları kemanlarının sessiz telleri üzerinde tuhaf bir biçimde öy­lece tutuyorlardı. Şaşkınlıktan donakalan dansçılar, bir bahçenin içindeki heykeller gibi görünüyorlardı. Gözlerine inanamayan Londra’nın tüm asillerinin ağızları şaşkınlıktan açık kalmıştı; sanki gördüklerine inanamadıkları bu görüntü akıllarının kavra­yamadığı öyle bir noktaya gelmiş de hepsi birdenkonuşurken felç geçirmiş gibiydi.
Jessica anlamayan gözlerle Melinda’ya baktı, arkadaşı elini sımsıkı tutuyordu. Melinda’nın yüz ifadesini inceledikten sonra bakışlarının yönünü takip ederek merdivenlerin tepesinde duran adamı gördü.
Vücudundaki tüm sinirlerine aşırı bir heyecan yüklenen Jes­sica ürperdi. Adamın varlığı onu esir aldı ve azad etmeyi de red­dediyordu. Bakışlarını adamın etkileyici görüntüsünden uzaklaş­tırmaya çalışsa da yukarıdaki girişte duran o uzun boylu esmer yabancıdan gözlerini alamadı. Kalabalığa bakarken yüzünde olu­şan yakıcı ifade Jessica’nın omurgasında soğuk bir ürperti hisset­mesine neden oldu.
Adamın hareket etmesini beklerken, ürpertici görüntüsünden dolayı olduğu yere çakılmış durumdaydı. Yaydığı enerji Jessi­ca’yı coşku ve korkunun karışımından oluşan tuhaf bir duygunun içine doğru çekiyordu.
Omuzlarını geriye atmış, çenesi havada, savaşa bile hazır uzun ve adaleli bacakları ile mum gibi dimdik bir görüntü sergili­yordu. Üstündeki gece kadar siyah, kuyruklu ceketi, geniş omuz­ları sayesinde mükemmel görünüyor, boynuna taktığı parlak kar beyaz kravatı ise bronz teniyle bir tezat oluşturuyordu. Adamın etkileyici uzun boyu ve olağanüstü endamı tüm odada egemen­liğini kurmuştu. Ama Jessica’nın kalbini neredeyse durduracak olan şey onun delici bakışlarıydı. Odadaki herkesin nasiplendiği öldürücü bakışları orada bulunmasına karşı çıkacak tüm Londra elitlerine meydan okuyordu.
Kimse karşı çıkmadı.
Kimse kıpırdamadı. Nefes dahi almadılar.
Kimse cesaret edemedi.
Şaşkınlığını gizleyemeyen asillerin içkilerine devam etme­lerine açıkça müsaade ettikten sonra merdivenin sonuna doğru kasti yavaş adımlarla yürüdü. Ve sanki her hareketini dikkatle inceleyen gözlere aldırış etmiyormuşcasına, ev sahiplerini tam bir özgüven ve soğukkanlılık ile selamladı.
En ufak bir detayı bile kaçırmak istemeyen Jessica, önünde­ki iri adam görüşünü engellediği için hafifçe sola doğru eğildi. Geniş omuzlu yabancının düşesin eline bir öpücük kondurmak için uzanışını hayranlıkla seyretti. Düşesin şaşkınlıktan ağzı açık kalmış, yüzünün de rengi atmıştı.
Jessica bir facianın patlak vermesini beklerken nefesini tuttu.
Çekici yabancı hafifçe eğilerek ev sahiplerini selamladı. Ne gözlerindeki ciddi bakış, ne de yüzündeki sert ifade yumuşamıştı. Tekrar doğrulup dik durduğunda ise rahatsız olduğu çok bariz olan Stratmore Düşesi elini boynuna götürdü.
Adam sanki ev sahibinin kontrolünü kaybedeceğini daha ön­ceden fark etmiş gibi son kez başıyla hızlıca selam verip omuz­larını dikleştirdi ve düşes yere, kocasının ayaklarının dibine yığı­lırken, oradan uzaklaştı.
Önsezileri kuvvetli olan yabancı yaratmış olduğu kaosu pek umursuyor gibi görünmüyordu. Balo salonunun ortasına doğru birkaç adım atarak, şaşkınlıktan donakalmış uşaklardan birinin tuttuğu tepsiden bir kadeh şampanya aldı ve durdu. Şaşkın kala­balıkla yüzleşmek için yavaş hareketlerle arkasına döndü.
Sanki kaderi gizemli bir güç tarafından kontrol ediliyormuş­casına, Jessica bu yakışıklı yabancı ortalıktan kaybolmadan önce ona daha yakından bakmak zorundaymış gibi hissediyordu. Onu daha iyi görebileceği açıklık bir alana doğru ilerledi.
Adamın bakışları Jessica’nın hareketini yakaladı ve büyüleyi­ci görüntüsü Jessica’nın görüntüsüne kenetlendi.
Jessica bunun farkına vardığında, ensesindeki karıncalanma hissini iyice yoğunlaştıran ve kalbinin derinliklerinde debelenip duran o bariz karmaşıklık hissini daha da güçlendiren bir ürperti­nin tüm vücuduna yayıldığını hissetti.
Adam kaşlarını iyice çattı ve kaşları kalın, ürpertici bir çizgi görünümünü aldı. Yüz ifadesi Jessica’nın kendisini gördüğü gibi, adamın da onu görebildiği konusunda Jessica’yı uyarıyordu.
Yoğun bakışlarıyla Jessica’yı esir aldığında Jessica’nın tüm dengesi bozulmuştu. Damarlarındaki kan kızgın bir ateş gibi alevlenmiş, ciğerlerini doldurması gereken hava bir anda ortadan kaybolmuştu.
Adam Jessica’yı esir aldı, sonrasında da acımasız bir şok dar­besiyle bakışlarını onun üzerinden aniden çekti. Çok yüksek bir mesafeden yere düşmüş gibi hisseden Jessica hızlıca bir silkindi. Adam kendisine yol açan kalabalığa son kez etkili bir bakış attık­tan sonra bahçeye çıkan açık çift kapıdan geçip gitti.
Gecenin karanlığı adamı zifiri karanlığın içine çekerken, san­ki adam onun bir parçasıymış gibi onu tamamen sardı.


Melinda en yakındaki sandalyeye oturup boş giriş kapısına baktı. “Geri döndü.”



MABET KİTABI İÇİN ÇEKİLİŞİNE KATILMAK İÇİN TIKLAYINIZ.






Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

2 yorum:

Yorum yazan güzel ellerinize sağlık (:
ve Lütfen! Küfür içeren veyahut içeriğinde reklam olan yorumları yazmaktan sakınalım. Sormak istediğiniz sorular için bloğun sağ üst köşesinde bulunan İletişim kısmından her zaman mail atabilirsiniz. (:

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML